yaşamözüm_URAS'ım

yaşamözüm_URAS'ım
gülüşün en büyük hazzı verir hayatıma...

30 Kasım 2010 Salı

kreş MİM i..

  Sevgili Nihan (anne kaleminden) Kreş Mimini bizede yollamış...Teşekkürler...
  Bayram öncesi takip ettiğim bloglarda denk gelip çok hoşuma gitmiş yazanlardan çok şeyi kafama not almıştım bile...
 Gelelim sorulara;

çocuğunuzu kaç yaşında kreşe gönderdiniz yahut göndermeyi düşünüyorsunuz? kreşe göndermek için beklediğiniz başka bir şey var mı?



   Henüz Uras kreşe gitmiyor en azından bu kış düşünmüyorum ama yaza yada mart sonrası herşey değişebilir...
   Urasla bir yaşa kadar beraberdik sonrasında 1,5 yıldırda bakıcımızla birlikte...Henüz buradaki kreşleri gezmedim çok fazlada seçeneğimde yok...İçime sineninde karar kılacağım..

çocuğunuza kreş seçerken sizin için en önemli kriter nedir? olmazsa olmaz diyeceğiniz, bu sağlanmazsa evde bakılsın daha iyi diyeceğiniz?




   En önemli kriter diye birşey yok bir sürü kriter arıyorum ama öncelikle güvenlik , eğitmenlerin tutum ve davranışları, kreş politikaları, diğer ebeveynlerin görüşleri önemli olacak bende...Küçük bir yerdeyim özel kreş olarak en popüler ve pahalı kreşin eğitmenleriyle ilgili bir problem olduğunu duydum...Ama toparlıyorlarmış...Adamakıllı araştırmak gerekiyor ...Elimde bir puanlama sistemiyle gezeceğim gibi...Eğer uyum problemimiz çok olursa , Uras gitmek istemezse evde bakılsın daha iyi diyeceğiz ...Küçük yerdeyiz ve kreş olanaklarımızda çok fazla değil...

türkiye'deki kreşlerde rastlamadığınız, keşke olsa dediğiniz bir uygulama var mı?





bende cevabı paslıyorum...

türkiye'deki kreşlerde yaygın olarak rastladığınız ve saçma bulduğunuz bir uygulama var mı?




 Bu konuda çok bi cevabım yok ...buralarda durum nasıldırları sorgularken ki özellikle çocuklarda sonuçta okula gidiyoruzlara varan cevaplar beni üzüyor...Neler yapıyorsunuz dediğimde boyama yapıyoruz cevabından nefret ediyorum...İlk verilmesi gereken cevabın oyun oynuyoruz olmasını bekliyorum...Bu duruma bazı ebeveynlerinde hiçbirşey öğretmiyorlar cevabından da nefret ediyorum...Neler bekleniyor ki?
 
 
   çocuğunuz kreşe gidiyorsa, kreşe başladıktan sonra en çok zorlandığınız konu ne oldu? henüz gitmiyorsa zorlanacağınızı düşündüğünüz?





Kesinlikle sık hastalık ... Bi ümidim zaten sık hastalanıyor belki de kreşde toparlar :)))
 
çocuğunuz kreşe gidiyorsa, kreşe başladıktan sonra çocuğunuzda gözlemlediğiniz en olumlu gelişme ne oldu? henüz gitmiyorsa kreşin gelişimine en büyük katkısı ne olur sizce?





Kreşin sosyalleşmesinde , özbakım becerilerini kazanmasında etkili olacağını düşünüyorum...Çünkü biz ne kadar çabalasakta bir yerde tıkanıyoruz ... Hergün  düzenli görüştüğü bir çocuk yok...Belki bu kış evi değiştirir site tarzı oyun bahçeli bol çocuklu bir yer olursa oyun grupları şeklinde kreş ihtiyacımız kalmayabilir...Özbakım becerilerine gelirsek; bakıcının bebek yaklaşımlarını engelleyemiyoruz...Belkide bunda beni bırakır kreşe verirler tavrı da olabilir diye düşünüyorum...Biraz obsesifliğide etkili olabilir ..Bir de  benim vardayemez doğuştan tok oğlumdan kaynaklıda olabilir diye düşünüyorum...Yemek en büyük problemimiz...Onu aşabilmeyi ümit ediyorum...

   Hayalimdeki kreşe gelirsek;

    Öyle genişçe güzel bir çiftlik evi bahçede tavuk börtü böcek çiçek...Yorulana kadar oyun, tamda yeni ısınmışken haydiiiii aktiviteye demeyen eğitmenler,  zorlama olmadan gülmeceler, kitap okumalar , sohbetler, boyamalar...Anneyi aratmayan iletişimler...Eğlenen, eğlenen, eğlenen bir sürü çocukkk..
   Eve döndüğünde '' anne bugün ne yaptık biz biliyormusun çok komikti '' diyen bir Uras...
    
 Cevaplamak isteyen herkese Mimi yolluyorum...

Oyuncak MİM imiz...

 Sevgili  Sanberk Paşamızın Annesi Fikriye 'cim  ve maviş prens Kerem İn annesi Bahriye'cim Mimlemişti ...En sevdiğim konu bu benim ... Keşke sorular hep burdan çıksa sınavda :(((

 Oyuncaklarımız enlerimiz...Bu arada oyuncağımız çok vır vır vır deyip duruyordum aslında çok değilmiş bile gibi geldi fotoğraflarken acaba toparlarken çok göründüğünden tembelim sonucunumu çıkarmalıyım???



En sevdiğimiz bu ilk biçerdöverimiz Frank imiz...Elbette Cars serisinden...Zaten sevgi böyle başladı ...Filmde en sevdiği karakter...  Mater ı var birde...
   Yoksa gerçek bir biçerdöver görmüşlüğü yok biçerdöver tanıtım videolarından öte...

  
Bu da ennnnnn sevdiğimiz bayramda halamızın hediyesi ''gerçekkkk biçerdöverimiz''



Burda ağaç yapmıştı... denge kaybından dolayı çok zorlanmıştı düşüveriyor çünkü...Bende hemen çekmiştim :)))



İkinci en sevdiği  legolarımız...Gün içinde çok rahat vakit geçiriyor o gün aklına ne gelirse yapıp ediyor  tabiki bende en çok
   '' Anne lego oynuyamiliymiyiz'' lafını seviyorum...
   Kesinlikle ezbere biliyor ikilisi üçlüsü hangi renkten  kaç tane ...(sayısı 10 u geçmeyenleri kasdediyorum)
    nerden biliyorum çünkü bir tane dörtlü beyazı kaybolsa evin her yerini arattırıyor
   '' hayıyyyy vayyyy men miliyoyummmmm '' diye...




   Bir çekmece küçük boy arabamız var...Burda da en sevdiklerimiz Cars serisinden olanlar...



  Büyük puzzlelarımız; bunlardan koskocamannnnn ev yapıyoruz garaj yapıyoruz üstünden atlamaca oynuyoruk sek sek gib i bişiler yapıyoruz ...Bilardo setimiz dende labutlarını çok seviyoruz... Yanyana yatay pozisyonda dizip ayakta elleri öne uzatarak üstüne yatar poziyonda atlayıp labutlar üstünde kaymaya bayılıyoruz.(çok karışık cümle oldu????)




 
      
    Bunlarda küçükleri harfli sayılı puzzle ...garip garip bişiler yapıyoruz...Küp yapmacası güzel...Şekildeki gibi garaj yapma oyunu :)))







 Ahşap bloklarımız; bir çekmece dolusu: Şöyle anlatayım Tv sehpamızın 4 çekmecesinde birinde araba birinde ahşap bloklar birinde o hafta ençok ilgilendiği kitapları birindede puzzle yapboz vs vs var...
      Bide şöyle anlatayım;
    biz ailecek bu odada takılıyoruz öyle normal çocuklar gibi kendi odasında oynayamıyoruz hiç...Tv sehpası oyun alanımız lego ve ahşap bloklar araba yarışı için...Büyük boy diğer oyuncaklarda sağolsun orda burda ...Sabah kalkar kalkmaz en sevdiklerini şöyle bir odasından göz gezdirip buraya taşıyor...Bende toplama işminden bıkkınlık geldiğinden çekmecelerine doldurdum :)))Yoksa getir götür çok yorucu oluyor...
   Odasını hoplama alanı ve kitap okumak için kullanıyoruz genelde...
  
  

Oyuncak sandığının üstü...Müzik aletlerimiz....

   
       
 Burda da odasındaki oyuncak sandığının kitaplık olarak kullanımı söz konusu...Bebeklik kitaplarını bile çok sevdiğinden kimselere veremiyoruz...Şu anki evde kitaplığa yer yok ama ev değişiminde ilk alınacakların başında geliyor...



Hayvancıklarımız...En son dinazor ve balık serimizde eklendi...Bu hafta en çok onlarla takıldık...




Ahşap tren setimiz ...Tünelli:)))
  





Sabah kalktığında bizi uyandırması kolaylık! olsun diye yatak başı sesli oyuncakları :)))




Yuvarlak atmaca oyun seti :)))
     





Bir tarafı karatahta bir tarafı  kalemle yazılıp çizilen yazıtahtamız...





Oyun hamurlarımız ve bir tepsi daha şekil eşliğinde :(((






Ardında sürüklenmekten bıkmadığımız büyük boy traktörlerimiz....


Burda olaya dur demek istiyorum fotoğraf yüklemekten yoruldum :(

Gün gün hafta hafta değişiyor oyuncak seçimi...Oyuncak alırkende daha seçiciyiz...Araba alımı durduruldu...Ama aldığımız her oyuncağı hakkıyla parasını çıkartana kadar da oynamışlığı vardır...Birde hiç kırmış atmışlığı  Hoyratlığı yoktur...En çokda o gün neyle ençok oynadıysa onu elinde tutarak uyur...Bu hafta hep köpekbalıklarıyla uyudu avuç dolusu...Biçerdöver mater ve şimşek başucumuzda kitap okurken bizi dinler ve iyi geceler derler...

Oyuncakçıya gittiğinde sadece bir tane alır...Beğenmezse almadığı da olur...

Kötü tarafı ne oldu...Oyuncaklarını çok sevdiği için evi daha çok seviyor...Her gittiği evde oyuncak olduğunu düşünüp bir iki turluyor önüne bişey gelmezse eve gidelim diye tutturuyor....


26 Kasım 2010 Cuma

bugün bizden az Uras çok ben...

    
    



çok güldüm geldim  demin ...
   
   burda var...

   Boşuna para verdiğimizi düşünüp geçen ay digitürkün tüm kanallarını kapattırmıştık ya(hani bi ligtv açık kalmıştı) bu seferde tvnin başına oturup (sanki seyredebileckmişim gibi)
   baştan sona kanalları gezip
  ''üyeliğiniz bu kanalı kapsamıyor'' uyarısına rağmen ;
   hepsinin infolarını açıp açıp okuyorum...:(((

özlüyorum çok...


   Uras bugün makarnasını yerken;
  ''Anne makarnamı yiyorum mutlu oldun  mu? dediğinde
tekrar anladım ki;
   Bu evde herkes beni mutlu etmek için yemek yiyor ...
yemek kısmısından zevk alan sadece benim...




Untitled from rumblefish on Vimeo.





  Mısır biçerdöveri  mi?buğday biçerdöveri mi ?
  tek fark mısırınkinin silindirinin olmaması değil...
 Biçerdöver tarihçesi yazıyoruz da şu aralar...


  Bugünden gene;

 Uras legolarıyla bişeyler yapıyor bende bişeyler atıştırıyorum...
''Anne bak rengarenk yaptım '' dedi
'' aaa evet rengarenk olmuş sen rengarenkidemi biliyorsun maşallah sana '' didim
Sanki yarasın der gibi bakarak;
''Anne seni de maşşallah'' dedi döndü oyununa...:(((

'' tatlım ellerin masmavi olmuş boyalardan''
 '' Maslaciveyt oldu anne bilemedin '' :(((


Eniştesi muza hayır bu ayva dediğinde;
'' Muzu bilemedi anne eniştem şişman değil mi? :(((

Fikriye cim sana incilerimiz  biraz moral bulun diye...
Oyuncak ve kreş Mimlerinide yarıladım haftasonuna artıkın...
    İyi haftasonları...

              

25 Kasım 2010 Perşembe

Uras'ın bayram kitapları...part 2





   Uras 'ın bayram kitapları başlığı altında inceleyeceğimiz bu muhteşem yazı dizisinde önceliği son günlerin en çok okunulanı , anlatılanı, yorumlananı, yazıp çizileni ''Dinozor ''adlı esere ayırdık...
  Dinozorla yatıp dinazorla kalkıyoruz ...Efenimmm annesinin adını ''sinal''gibi garip bir telaffuzla söyleyen Uras Oğlan ; kitapta adı geçen ''allosauros '' isimli dinazoru çok fena güzel diyiveriyor...
  
  Tavsiye ederiz Tübitak kitaplığından...




    Deli Anne mizden duyup,  peşinden uzun süre koşup, sonunda halamızın İstanbuldan kapıp getirdiği ODTÜ yayınlarından 3 güzel kitapta dolduruyor bayramımızı...
   Muhteşem çizimler ve anlatım gücüyle...
   Sizi görüntülerle başbaşa bırakıyoruz...

  Stop...


 
  


    - Tatlım pinokyo yumu? benekli faremi gördünüz mü yümü Zogi yimi okuyalım???
   - Benekli fayeyi okuyalım anne onda pinokyo da var...
(hakkaten var benim kavramam 30 snyemi aldı)

     O kadar kibarızKİ ''alabiliymiyim edebiliymiyim  özür dilerim teşekkür ederim vs vs ''amma velakin;
    o yuncağı devrilince salak diyiveriyor bir hışım... ardından hemen bana bakıp
      '' sana demedim anne kendime dedim kendime''

  (unutmayacak bu lafı sanırım hiç )

  



  
  

                        Bugün elimin altına geliverince bakalım buda neymiş dediğim  bu kitap sonrası tam bir  çöküş yaşandı...Tak tak tak sorular bir celsede çözülüp sadece boyama işi kısmısı kalınca verdim Uras a kalemi boya bakalım dedim...
   Uras da '' tamam ben dışına taşırmadan boyayyım anne sen üzülme '' dedi...
Fırlattım attım kitabı  keşfetmeyivereyim çocuğum ressam mı olacak  avukatmı :(((
   Bugün kendime en kızdığım anımdır...
   
 
   



  
     '' banada sakız verirmisin ?''
   '' Sana veymem sen büyümüşsün men küçüğüm sakız çiğneyebiliyim''

  ''sana kehribarım diyebilirmiyim Uras''
   '' hayırrr anne ben biçeydöveyimmm bana biçeydövey diyebillisin''
'' hayıy anne men balon balığıyım balon balığıııı pöfffff ''yanakları şişirir gözlerimde şiştimi diye sorar...

 
  
 

Mavi takıntısı devam ettiğinden sadece mavi kutulu sakızları almaya yöneliyor...Onlarda ya naneli ya damla sakızlı...Geçen naneli çıkan sakızı ağzını yaktı
   ''Anne yapyaklı sakızdan( nane yaprağı resimli) almıyayım çok acı çok acı ... '''






anne menimle oynayabiliymisin?
tamam tatlım  ne oynamak istersin?
men bilmiyoyum sen biliyosun
Biraz oturupta oynamak isteyen anne sıralamaya başlar
   Hayvanlarınla çiftlik yapabiliriz, puzlle yapabiliriz, ev yapabiliriz, köprücülük oynayabiliriz vs vs..
  Tamam o zaman men bildim BİÇEYDÖVEYYYY...

 Biçerdöver ot biçer
 GAR GAR GAR GAR gider
 Buğdaylarını tavuk yer
Otlarını  inek sever...

GARRRR GARRRR GARRRR GARRRR...

24 Kasım 2010 Çarşamba

bayramda Uras...part 1

    İlkin en başta Uras oğlana bir daha yaramaz dersem ne olayım...Uras ın yaramazlıkları haftaiçi bizi az görmesine bağlı...Kesin ve kesin sonuç budur...
  Geçen bayram gibi bu bayramda da gayet edepli usturuplu bayram çocuğu oldu ...Halasını enbiçoklardan çok severek, küçüklere  bayram şekeri  dağıtarak, büyüklerden  bayram harçlığı toplayarak...






   Kocamaaannn 10 gün gelmiş geçiyor bile...İlk 3 günün ateşli üst solunum yolları enfeksiyonunu  son iki günün bulantı kusma ishalini saymazsak kala kalan 5 günde fırtına gibiydik...Nöbet icap meselelerinden dolayı uzak yollu bir yerlere gidemedik 3 gün dede 2 gün anneanne...3 gün dede de halada vardıya değmeyin Urasımın keyfine...Eeee unutmamış getirmiş biçerdöverini birde üstüne dinazor kazıma oyunu birde üstüne 3 Odtü kitabı...Enbiçok halayı  sevdi tabiki...





    Biz babamla kurban işlerini yaparken ( hayatımın en becerekli mutfak günleriydi hayatımın ilk ciğer kavurmasınıda ekleyerek ) Uras da babayla halayla hep gezmlerdeydi...Ama sevdiği gezmelerde kah parkta kah iftaiyede kah polis karakolunda kah inşaatta kah traktör romorkunda vs vs vs...




  Anneannedeyse  her daim eşlik eden Kuzen Şevvalimizide eklersek  bol oynamacalı geldi geçti...Bir sürü arkadaş edindik...Bende kalabalıklarda Urasımı gözlemledim ve de kendimi...Tespitlerime gelirsek; başka bir postun konusu... Kısacası hala ve evet hala obsesif anneyim ben ne kadar bunu kırmaya çalışsamda ve artık Uras bundan rahatsız oluyor...
    
 bayramda Uras;

 Kiii lerle konuştu durdu
   menim biçeydöveyim vayyyyyKİİİİ
   men kendim yapabiliyimKİİİİ

Kesinlikleye takıldı
  Kesinlikle sarı bu
  Kesinlikle böyle yapılıy..


  Galiba ve düşünüyorumlar geldi tek tek...
 
   anne su içmek iyidir iyileştirir
   ne dedin tatlım
   su içiyorum su iyileştirir...????




 








 

12 Kasım 2010 Cuma

bayram önü URAS...




Geçen bunalımlı haftasonundan çıkışta koşa koşa aldığım kitaplar doldurdu günlerimizi...Birincisi çekinerek aldığım ( korkar belki diyerek) sevmezse sonra çıkarırım dediğim ama Urasın pek sevdiği kitabımız DEĞNEK ADAM mımız...



Hani böyle değnek kardeşliği tadında Değnek adamın kayboluş hikayesi  sonrasında Noel Baba tarafından evine dönebilen...Noel Baba kısmına eşim bozuldu biraz sevmez kendisini hediyeci amca diyecekmişim anlatırken???... Anlıyormu bilemiyorum Uras ; kurtarıcı olduğu ve evine getirdiği için  kabullendi Noel Babayı( Onun için kirlenmiş dedeydi bacadan düştüğü için) her ne kadar yeni yıl kavramlarını bilemiyorsa da...



Günde çok  kez okuyoruz bir sürüde Değnek Adam hikayesi  biz uyduruyoruz. Baterisinin bagetleri birer değnek adam oluyor.Kitaptaki gibi Uras bageti atıyor ağzıyla köpek gibi yakalayıp getiriyor yada ben yada baba :))))Yukarıda görülen kalemlerinde herbiri birer değnek adamımız biçerdöverle onları kovalıyoruz..
Kitapta en sevdiği ilk sayfadaki değnek adam ailesindeki çocuklardan birinin bacaklarını ağacın dallarında kafasını aşağı sarkıtarak duranı. Elbette o yayamaz Uras olur kendileri...






    Bir diğer kitabımız ZOGİ...Zogi isimli ejderhanın ejderha olma yolundaki öyküsü...Çok ama çok seviyoruz...Zogi gibi kükrüyoruz, alev çıkartıyoruz, uçuyoruz :)))Kitap biraz aferim delisi tarzında öğretmen ejderha öğrenci ejderlere yıldız dağıtıyor ...Orasını pas geçiyoruz...



   Yazın Şevvalle oynarken hep aynı kürekle oynamak istediklerinde teyzesi şöyle bir çözüm bulmuştu...Mavi yeşil siyah olanlar Urasın pembe kırmızı turuncu olanlar Şevvalin...Nerden bilebilirdiki takıntı olacağını...Uras kesinlikle MAVİ takıntılı hale geldi...Kışlık ayakkabı almaya gittiğimizde mavi dışında almam giymem diye tutturdu ...Aldık...Geçen gün ben mavi giyiyorum diye o babamın diye çıkarttırmak istedi anne kırmızı giysinmiş...Bunun yanlış olduğunu bir türlü anlatamıyoruz ama farkediyorum ki bu renk ayırt etmelerle aslında cinsiyetleri ayırt ediyor...Sen kızsın oğlansın demedik hiç ama büyükannenin kadın olduğunu dedenin erkek olduğunu biliyor. Nasıl bilebilirler ki benim kafam hiç basmıyor???Bu konuyu nasıl çözümleyebilirimleri düşünüyorum...




Zogi kitabındaki gösterdiği üzere mavi ejderhanın adı Uras pembeninki Şevval...






  Üçüncü bu hafta çok sevdiğimiz bu benim en sevdiğim BENİM MİNİK YILDIZIM kitabı.Uyku öncesi okumaya doyamadığım... Baba tilki ve minik tilkinin oyunu...Gökyüzünün en yukarısında ne vardır konulu? Bu oyunu sıkça oynardık zaten neler havada uçar diye... İşte kitabınıda yazmışlar.Ama uçak kısmısı yok onuda kendi uyduruyor Uras...
          Hayıy anne en yukayda uçak oluy uçak yıydız olmaz...






Kitap MİM ini dolaştıran arkadaşlara çok çok teşekkür ediyorum...Bunlar tesadüfen bulup aldıklarım...Bu hafta bizi oyalayanlar...






     Burda doktorculuk oynuyoruz ...Ve Evet hastayız ...Pazartesi ateşi ardından dün gece gene tekrarlayan ateş ...Süperenfeksiyon durumları...Burnunu açtırmıyor kesinlikle hatta 20 kusura burun kremi aldık vicks havasında sürdürmedi bile...Bayram da hasta olmasak şaşırırdım zaten...İmmuzinc ve ruşeym yağıda işe yaramadı.Antibiyotik alalı birbuçuk ay olmuş...Bugün gene başlamak zorunda kaldık...O ne acı bir tattır şuruptaki (azitromisin)...Tatlı diil bu değil anne yütfennn diye ağlarken bir yalayayım dedim süper süper acı ...Tetkik yaptıramadık gene babanın isteğiyle neymiş efendim kendimi tatmin için çocuğun canını acıtmaya  izin vermeyecekmiş...Çocukmuş bu hasta olurmuş...
   Ve şu saatlerde ben uyandım ateş kontrollerinde nöbet tutuyorum...







     Kitaplarla alıp geldiğim bir de hayvanlı dominomuz bu haftaki en çok oynadığımız oyuncak...Diziyoruz saklıyoruz sayıyoruz bişiler bişiler...




   


 Dün bana bakıp '' KEYATAAAAAAAAA ...'' dedi Uras... Büyükannesinin lafı...Gülesim geldi...
   ''Anneciğim seni çotttt seviyoyum'' deyip sarıldı durdu ateşlenince...İçim eziliyor ençok bu zamanlar...



  Anne işte çok kötü günler geçiriyor.Tamda buralara alışmak üzereyken tası tarağı toplayıp istanbula gidesi geliyor...Mümkün değil...Zerre çalışılası yok ama zerre çalışmama düşünceside ...





    Ve bayram geliyor...Ablamlar gelemiyor...Şükür bu sefer Şebnem (halamız)gelecek...Odtü kitaplarını dedim bulursada biçerdöver :)))Bulursa zaten Uras bayramda ençok halasını sevecek...Annemsiz ilk kurban...
   Şebnem için,  közleme patlıcan turşusu, bamya, börülce vs vs alışverişi tamam...Birde lahana sarması ...Ev baklavamızda yapılmış...Arife babama geçiyoruz...
   Şimdiden hepinize İYİ BAYRAMLAR...
  (En sevdiğimiz oyuncaklar  MİM inide haftasonuna saklıyorum yazabilirsem)

8 Kasım 2010 Pazartesi

MİM ...Çantamdakiler...




   Sevgili  syrakusa MİM lemiş ...

  Rengarenk çantalarım  var(valla var) ama hep aynı çantayı kullanıyorum buralarda üşengeçlikten... Siyah olan elbette yazın beyaza terfi...

  Elden geçirmeyince de aynı  haftalık bloğum gibi doldukça doluyor içi...

   Kocaman valiz gibi bişi ...Postacı modeli.Omuzdan askılıları kullanamıyorum omuzlarım mı yok? Var??? Peki neden diğer kadınlar gibi sanki tıkıdık tıkıdık omzuma asıp yürüyemiyorum??? Düşüyor hep çok rahatsız ???O kadınların apoletlerimi var???

  Neyse açtık içini...
   1-Kocaman bir cüzdan
   2- Kocaman bir makyaj çantası ( bir kerede gün içinde tazelesem ya rujumu ???)
   3-Kocaman bir not defteri( bunak ben)
   4-Kocaman bir kitap ( Bir kerede açıp okusam ya işyerinde içindekileri)
    5-Kalem
   6-Çubuk kraker
   7-Birkaç çakmak ( Her masadan farkında olmadan tokatlanan)
   8- Sigara ( çok kısa süre önce başladım çok kısa süre sonra bırakcam söz)
   9-Şişe su
   10- Gazete( kırk kere okudun hala niye eve getiriyon)
   11-cep telefonunun şarj aleti
  11-birkaç ıvır zıvır( saç tokası, gözlük silme bezi, mendil ,  bozuk para vs vs vs)

Dikkat ettiyseniz cep telefonu ve anahtar yok çünkü sürekli evde unutuyorum. Unutmasamda şarjı bitiyor zaten işyerinde şarjda unutuyorum...Hatta 29 ekim 4 günlük tatilde bile unutmuşluğum var...
   Bayram tatilinden önce işe götürmemeyi düşünüyorum...

Bende bu MİM i Sevgili   Ayşe ye Ayşegüle ve Fikriye ye postalıyorum...
 




 

7 Kasım 2010 Pazar

senden... benden...bizden...

   
    O kadar stres doluydu ki hafta bol bol UÇUKLADIM...Zona olmadığıma şükretmek gerek...

    Uras bir tane patlattı elindeki kamyonla suratıma...yansımış stres...Ertesi gün de markette onu sıkıştırıp mıncıklayan kadına ''salaksın sen salak ''dedi...Apar topar KAÇTIM...

   Bakıcı zam istedi diye biraz bozulup kreşmi acaba diye planlarken meğer ablanın benden beter stres durumunu ÖĞRENDİM...

  Anne bugün işe gitme büyükanne gitsin dedi Uras bir sabah...
   '' ben bugün işe gitmezsem akşama kadar benimle oynayacaksın sonra akşam olacak gene benimle oynayacaksın. Ama ben işe gidersem büyükanneyle akşama kadar oynarsın gelincede akşam benle oynarsın '' diye garip karışık anlamsız  bir cümle KURDUM...
   ''Tamam ben büyükanneyle oynamak istiyorum ''diye ablanın  elinden tutup  salona geçti...Anlamışmıydı gerçekten...Yoksa'' annem gene saçmalıyor akşama kadar saçmalamasını çekecek durumda değilim''miydi cevabı...ANLAMADIM...

   Kuaföre gidecek zaman yok öğrencilik yıllarımdan sonra ilk kez evde saçımı BOYADIM...(12 yıl )
   Boyamaya cesaret edemedim aslında...
    Bilgesu ''Nihal abla nolcak ben boyarım anneannemin saçını hep ben boyuyorum ''dediğinde oturdum karşısına...Eh beyazlardan sonra hallice GÜZEL OLDUM...

  Cumartesi sabah erken Uras'ı teyzesine bırakıp  heran kapının önüne bırakılma telaşıyla iş toplantısına yetişip akşama kadar stres bi stres durumları ''ehhh şimdilik bir yere yolladıkları yok ama bir an evvel alternatif işler bulmalı'' diyerek  o gün çok desteğini gördüğüm eşimle uzun zamandır görüşmediğim eski kankilerimle güzel bir akşam yemeği yiyip üstünede Uras ve Şevval e bir yığın kitap alarak  EVE  DÖNDÜM...
  
  Pazar sabahı hoppp elektrikler kesik zaten izbe ev  ruh sıkkınıyız Uras da zırlıyor Şevval de Şevval diye...Git gel akşam olmuş...Bol bol OYNADIM...

 Bayram önü yarına temizlik PLANLADIM...Sonra küçük küçük NOTLAR ALDIM ...

Çok yazmak istediğim sinema konusunu bu hafta pas geçmek ZORUNDA KALDIM...Oysa mutlaka seyredilmeli dediğim yığınla film geçerken kafamdan  tekrar tekrar seyretmekten bıkmayacağım onlarca değil yüzlercesi varken...

 
 Ve bu kış için süperanne olmaktan öte kreşe gönderemiyorsak kreş bize gelsin tadında aktivite çalışmalarına kendi çapımızda başarabildiğimiz miktarda zorlamadan istek durumuna göre birşeyler öğretmekten çok eğlenmek adına devam etmeye KARAR VERDİM...