yaşamözüm_URAS'ım

yaşamözüm_URAS'ım
gülüşün en büyük hazzı verir hayatıma...

31 Mayıs 2010 Pazartesi

Ritm, müzik Ve Uras...

Yoğun ve yorgun pazartesi eve dönüşünde UrasIn bakıcımızla balkonda bizi beklerkenki halini görünce yorgunlukta neymiş deyip başladık müzik yapmaya...
-baba şarkı aç!!!
-diğilll(eli hayır yapıyor)
- tamam oğlum...
çok sevdiği bir şarkısı var Urasın çok komik ne anlattığını bilmediğim( sanırım sevgilisine gitmek isteyipte annesinin izin vermediği durumlar imkansız aşk modu vs vs)helekide bir video klibi varda onu eklemeyi beceremedim... neyse bir kere dinlemek yetmiyor annesi gibi taktığı şarkıları üst üste defalarca dinleyebiliyor.bidaha diyor bidaha :)))



eviiii gelindi. Bugün Müzik yapalım Urasım...Ebettttt...
Ne kadar müzik aleti varsa salona dizildi. Hepsiyle tek tek ritm çalışıldı şarkı söylendi(annesinin berbat sesine eşlik edildi) Dans edildi ençokda...
Her müzikte ayrı bir figürü var Urasın. Olaya o kadar kaptırmamış olmasaydım videoya çekebilirdim belki başka bir konserde artık...
2 ay evvel bateri almıştım. eve gelince bi açtım baktım bozuk yanlardaki ziller takılmıyor paketleyip geri götürecekken Uras durumu çakmış paketi açtırmıştı.Yukardaki videoda o günden. Uras kırk yıllık baterist gibi tabureye oturup bagetleri eline alıp aynen böyle çalmaya başlamıştı bide yanlarda bişey varmış gibi davranması ayaklarınıda vurması nasıl yani durumları yaratıp bateriyi götürememiştik...(meğerse bir hafta sonra eve geldğimde baterinin sağlam olduğunu bizim montajını beceremediğimizi temizliğe gelen ablanın bir hamlede işi bitirdiğini görmüştüm)nasılda tombikmiş o zamanlar bi ah ettim içimden şimdi:(((
piyanomuz var, flütümüz var, tefimiz var gitarımız var... orkestra tamam:))) çaldık söyledik oynadık...
ençok müzisyen olmasını istiyorum oğlumun spor yapması da ikinci arzum.dr olsun avukat olsunlarla işim yok henüz...bilmem Mervemiz beğenirmi rockstar:)))
tvkolik bir babamız olmasa müzik işi daha derli toplu dururdu belki...o uyanmadan bir iki müzik açıldığında uyanır uyanmaz kanal değişince pek bi müzik kulağı gelişmeyecek gibi Uras da...
Fazlasıyla rock seviyoruz ...Şu acı olaylar olmasaydı şimdiye valizi toplayıp (sonisphere festival) inönü stadının yolunu tutmuşlardı babaoğul rammstein dinlemek uğruna...

30 Mayıs 2010 Pazar

neler oynuyoruz ve oyuncaklarla Uras...





Şu cami takıntımızdan biraz kurtulurmuyuz diye düşünürken kipada gezerken rastladım ne alsam ne alsamlarda...Aylar evvelinde ray ve trenleriyle parça parça indirimdeyken birkaç parçasını almıştım...hatta çoookk önceydi sanırım çünkü rayları henüz birleştiremiyordu birleştirmeye başladığında günün en önemli olayı olmuştu...
neyse bu tünelede ogün rastalyıp işte bu dedim...Dediğimde oldu.iki gündür deli gibi oynuyoruz evdeki raylarlada birleşince epey uzun oluyor videodaki biraz eksik hali. Tünel gibi bişi altından treni geçiriyorsun ama birde tünelin ortasından çıkılıp inilen üstgeçidi var. Kafamız karıştı merdivenlerden treni indirip çıkarıyoruz genelde :)))
Evet Urasın oyuncağı çok annesi işe başlayınca( bir yıl sonrası )kendini tatmin anlamında bakıcı ne bilirki oyundan diye düşünüp eve yığmıştı bir sürü bir sürü...Elbetteki arkadaşımın oyuncak dükkanı açmasıylada ilgisi vardı
''-aaaa bak ne buldum tam Uraslık ''her denilen şeye konuldu zamanında...hemde pahalı pahalı baktım gördüm ilgi alaka yok varda benleyken yok vazgeçtim zamanında. uzun zamandırda kim ne almış işe yaramışmılardan (elbetteki blog sörflerinden sonra)etkilenilip seçici olundu. Gerçi oyuncaklar şuan üç eve dağılı vaziyette...bakıcıdakiler daha derli toplu en işe yaramazlar babamda. evdekilerde bi orda bi burda...
öyle peluş oyuncak sevmedi Uras(iyikide sevmemiş) bide şu pahalı sesli eğitici kitap kavanoz köpek vs vs de sevmedi(onlarda yığın para)...
her oyuncağından birşeyler öğrenmiştir elbet şu ana kadar oynamıştırda ama uzun süredir almıyorum pek bişi...
nelerle oynuyoruz şu aralar...
-ahşap bloklar(ençok cami yapıyorduk iki gündür gene minare gibi yapıyor üç tane yanyana anne baba uras diyor... ama işin garibi babayı hep bir blok daha uzun yapıyor aslında aynı boydayız eşimle neden onu daha uzun yapıyor çözebilmiş değiliz)
- sesli arabaları (ambulans itfaiye polis çekici vs vs)
-traktörleri
-puzzle kitabı ve diğer kitapları
- kalem kağıt defter( ucu gok deyip deyip kalem açıyor kurukalem veriyoruz diğerleriyle heryeri boyadığından cezalı günde bir defter bitiyor bugün hele hiç vermedim şu camii olayını unutturmak için)
normal arabalrı, bultaklar legolar biraz geri planda kaldı hiç çıkarıp bakmıyor bile..
bol bol su oynuyor bi büyük bi küçük bardak isteyip:)))
bol bolda köpük üflüyor :)))
eğitici şeyler yapmıyoruz sorarsa söylüyoruz canı ne çekerse...
ha bugün bebek makası verdim sevdi ama beceremedi henüz...
Urasın bide komik bi tarafı var. Mesela eğitici ahşap geometrik şekiller aldım diyelim bir haftada çözdü sonradan çıkarınca hemen yapıyor sonrada yanlş yapıp yapıp hayır diyor yani götür git şu oyuncağı karşımdan çok basit der gibi...
ince motor hareketleri iyi kaba motor hareketler sınırlı...çünkü annesi obsesif ya düşerse diye orda burda sağında solunda olunca biraz geç kalmışız gibi...Bbamızında payı büyük sağolsun bir kere düşer diyor korkutuyor...kum çakıl taş koşma su atlama zıplama vs izin var,parkta mesela hala birimiz üstte birimiz altta.(Urasın kafa üstü kaymak istemesinin yolun yarısında geri dönmek istemesinin merdivenleri ikişer ikişer çıkmak istemesinin atlayarak inmek istemesinin yada düşersem düşerim bana bişi olmaz tarzı tutumununda etkisi büyük birazcık)

ablayla bol bol bisiklet biniyorlarmış henüz pedal çeviremiyor itttirmeceli:))
babaylada golllll oynuyorlar...
tvye ilgi sıfır...
balkondan ve sokak kapısından eve girerken feryat figan:))))
böyle işte bizde oyunlardaki hal ve durumlar

27 Mayıs 2010 Perşembe

Uras neler yapıyorlarla...

   Aman ne zormuş efenim bu bloğu yapmak yazmak en kolay kısmısı ben en kolayınıda yazıp noktayı koyayım geceye. ne dağılıyor insan onada bak bunada bak ne güzel şeyler var aman saatlerce otur başından kalkma vs vs...
 Bilemeyince video eklemeleri onu bunu arayıp ayarları değiştirip tek tek girebildim eski ayarlardan o zaman yazı yazamadım sonrasında yazım günü anlatamadım vsvs...
  Uras yavaş yavaş düzeliyor henüz kendimize gelebilmiş değiliz...Sabah bi kapıya dikildi sütünü içmek istemeyince büyütanesine gidecekmiş:))) içmedi de gerçi...
   Sonra toplantı vesilesiyle gittiğim Aydından(uzun zaman olmuştu gitmeyeli) oğluma bir sürü bir sürü kitaplar aldım. füsfüsden özellikle not etmiştim beğenilen kitapları uygun fiyatada denk gelince hemen kaptım Urasda pek sevindi hep aynı şeylere bakmaktan sıkıldı yavrum... ayrıca kitapları yazarım şimdi ordan burdan alıntı yazacak gücüm kalmadı.
  Birde kitapları arkadaşlara gösterince herkes çok beğendi hatta üç tanesi daha aldı aynılarından biz neden dikkat etmemişiz böyle kitaplara sen nerden duydun dediler pek bi havam oldu ilgili anne modunda:)))
  Sonra Uras parkta kaydı eğlendi rüzgar ve yağmura rağmen. Bide Migrosta hemen girişte kendine kocaman bir traktör beğendi paketi aç diye tutturdu daha kapıdan girmemişiz hayır oğlum evde açacağız deyincede eviiiiiiii eviiiiiiiii diye ağlamaya başladı(şımarık uras halleri bkz Uras)herkes güldü zor zar alışveriş tamamlanıp bolcada köpük yapan o zımbırtıdanda alıp eve döndük. Kasiyerlere gıcık oluyor elindekini alıp bibletecekler diye pis pis baktı bunada ama kasiyer tanıdık barkot girip halletti işi sorunsuz...
 E viiii gelindi. Oynandı bolca traktörle. Bizde bir parça rahatladık o oynarken...
  Şu aralar en sevdiklerim ;
  tırmızıııııııı(kırmızı)
  gliiiiiii    (gri)
  ucu gokkk (kalemin ucu bitmiş yok)
  

Uras'ın ilk çizimleri...

Uras bişiler bişiler çiziyordu durmadan.ben pek dikkat etmemişim. haftasonu misafirlerin yanında aldı geldi kalemlerini defterini. onlara gösteriyor napsın öle karalıyor dememe kalmadı ne yapıyorsun deiklerinde yooolll dedi. dumur oldu kaldım. sonra bir iki dikkat edeyim dedim hakkaten uzun uzun yollar yapıyor bu da bunlardan biri hemde mor yoll nasıl mor yol oluyorsa artık :)))



başkada ne yapıyor derseniz böle böle yağmur yapıyor çiseleme tarzında. nasıl ayırt ediyorlar hiç kafam basmıyor böyle şeylere???
birde cami yaptım deyince dondum kaldım. bunu çizmeden önceki uzun çekimlerim var ama ekleyebilirmiyim bilmiyorum ama şöle bi durdurup bakarsanız aynı benim çizdiğim camilere benzetmiş hadi yanlardaki iki minaresi ortadaki kubbesi kolayda tepesine aydede nerden aklına geldi yaptı hele kapısı penceresi...

bu arada ben normal güncellenmiş kayıt yaparken video ekleyemiyorum ayarları eski düzene getirince ekleyebiliyorum zati bu blog işi beni aştı gibi bişi. resimlerin altına yazıda yazamıyorum ne foto eklesem tepeye çıkıyor alla allaa yardım menülerinde bişi bulamıyorum... düz yazıp geçiyorum artık...

Mimar Uras

25 Mayıs 2010 Salı

Uras'ın hastalık halleri...

mutsuzluk hallerim...

  Tam haftasonu derlenip toparlanmışken bir hafta  önce burun tıkanıklığı ardından beyaz ardından yeşile dönen sümük ha bugün ha yarın çıkar ateşimiz derken ateşlendik. iki gece kıvrandıktan sonra nihayet bugün dra götürebildik.
   Pazartesi annemin 40. gün mevlüdü karışınca biraz ihmale geldi gibi oldu. bu sabah 400 civarı artık her müdehaleye yanıt almakta güçlük çekince bende işten izin alamaz durumdayken bakıcıyla eşim dra götürmüşler.
  Eşim beni götürmek istemez genelde çünkü dra ahiret soruları sorup bin türlü tetkik vs istiyorum. bu sefer dr kendiliğinden istemiş anemik bulmuş oğlumu. 11 küsür hemoglobin çıkmış ama genede vermiş ferrumu. beyaz küresi yüksek crpsi yüksek kesin bakteriyel enfeksiyon düşünülüncede dayamış antibiyotiği:(((bir ayda ikinci kez kullanıyoruz. gerçi ilkini biz körlemesine aldık telaşlıydık tam ölüme denk gelince biraz da sanırım kısa sürede bitti. Bir ayda hava değişimi bide zabtı mümkün olmayınca beyimizin üstüste kapıverdik enfeksiyonu. tek o kadar olsun dedik...
   Eve gelince hemen içti şurubunu. Nasıl ateşlendi anlatamam gene. Kolunu kıpırdatamıyordu yavrum...oyun moyun yok hiç...Anne murnumu sil !!! Hastanedede büyütanne eviiii diye ağlamış ağzını açmamak içinde muayene masasında sürekli murnumu sil demiş durmuş. Bakıcı ablada fenalaşmış kan felan alınıp o kadar ağlayınca Uras...Gerçi iş içten geçince anlattılar bana durumu yoksa koşar gelirdim ...Koşup geldğimdede bana kan alınan yerlerini gösterdi..yazıkkkk...
 Şimdi uyuyor biz gene gece nöbetinde. Umarım yarına daha iyi oluruz...
   bir iki video eklemek istedim cami takıntılı oğluşumun...minare kubbe kapı .. gün içinde kaç kere yapıp yıkıyoruz anlatamam. Aslında çok şey öğrendi yapıp yıkarken büyük küçük yamuk düz, tek çift kavramlarını, renkleri, çizimide güzelleşti kalem tutuşu bile.  defterler cami resimleriyle doluyor.parmakla gösteriyor iki minaaa :)))
  Bide küçük bi Şevvalllll videomuz var. Bakın bakalım bizim mimara!!!
    o kadar bekledim video yüklenirken hata oluşmuş yarına tekrar denemeli:(((

22 Mayıs 2010 Cumartesi

Uras'lı günlerde...



   Hergün yazmalı  derken gene geçivermiş günler...
Yoğun bir haftaydı evdeydik ama evdeymiş gibi değildik hiç...Çarşamba tatildi. kardeşimle şevvalim geldi birde görümcesi iki çocuğa üç kişi her zaman birini dışarda bıraktırıp daha rahat bir ortam sunuyor.Pek öyle olmadı peşpeşe gelen ziyaretler çocukları huzursuz etti. nihaeytinde iki kez dışarı çıkıp parka gidilip eğlenildi yendi içildi gün bitti.Şevvalim yazabilirsem ayrı bir blog konusu...
  Perşembe canım arkadaşımın buralardaki tek sırdaşımın kızını dünyaya getirmesiyle başladı. Apar topar yetiştim doğuma sonuna kadar kaldım ilk doğuma katılmamdı. ablamda ve kardeşimde içeri almamışlardı. çok heyecanlıydı bebek çıktı gitti ben arkadaşımı bekledim. hep öyle oluyorya doğumlarda sen arkadan yetişiyorsun olaya. Nihal karnım çok acıyor diye uyandı:((( benim orda olduğumu hissediyordu bebekle beraber dışarı çıkmayacağıma eminmiş gibi.
    Beraber Sıla Bebeği gördük çok fena güzel maşallah diyeyyim. azimliydim kendim sıkıntısını çok çektiğimden emzirtecektim ne olursa olsun.Babaanne anne anne şaşkın, annenin canı acıyor ama olsun akşam 700 ye kadar durmadan sıkılmadan emzirttim. kamburum çıktı bebeği tutmaktan. herkes sıkıldı yeter meter dediler yılmadık,  bebekte gayretliydi  sonunda işi kaptı umarım sonuda gelir... Merhaba Sıla bebek... Hoşgeldin Dünyamıza... Buda ayrı bir blog konusu...
   Cuma yoğun işgünü sonrası Uraslı dinlen(eme)meler...
   Cumartesiye gelmişiz bile...İzmirden başsağlığına geldi dostlarımız. Harika bir gündü ama Uras çok hırçındı.Arkadaşına oyuncaklarını vermedi ve ilk defa bir çocuğa vurduğunu gördük. Ki saatlerce kapıda pencerede gelmelerini beklemişti neden öyle yaptı ?????çarşamba günü şevvalden yediği tokatların acısınımı çıkarıyordu anlamadık????
   Uras'la neler yapıyoruz? Oynuyoruz bol bol. şimdilerde bağırışıyoruzda sıkça. yere yatıp ağlıyor çünkü basbas.parkta kafası önde yatıp kafa üstü kaymak istiyor. yada yollarda su birikintilerinde(basmasına zıplamasına izin veriyoruz zaten) oturupda oynamak istiyor, yada su iççem deyip bi küçük bi büyük bardak alıp aktarmaca oynuyor (buraya kadar eyvallah)sonrasında bardakları fırlatıyor vs vs...sürekli ilgisini dağıtmaya çalışmaktan bende ilgi milgi kalmadı bişey konuşurken hoppp başka birşey konuşmaya başlıyorum sersem tavuk gibi dolanıyorum etrafta...Eşimi çocuğa bağırma diye beni azarlamanın ardından beş dk geçmeden Urasa bağırmaya başladığını duyuyorum:))) çok fena darlandık çok...
  Ağır bir travma yaşadık ailecek Urasda yaşadı haliyle sanırım atlatmak zaman alacak...
  Uras yememelerde hala inat...ısrarla yaklaşık 20 gündür süt içmiyor.artık kandıramıyorumda.83 cm boyda 12 kilo tombikmi duruyor bilemiyorum ama milletin çok tombik demesinden fena halde gıcık kapıyorum...
  Çok akıllı onudamı biliyor denmeside ikinci gıcık kaptığım şey.Şimdiki çocuklar biliyor zaten. o kadar oyuncağa o kadar vakte elbette azıcık bişeyler bilsinler ...okumadığımız kitap gezmediğimiz site kalmadı :))))
  bakıcı abla kakasını yaparken söylüyor dedi. oralı olmadım şimdilik hiç bulaşamam. zaten sümüğü yeşillendi ha bu gece ha yarın ateşlenir.
  öyle böyle geçiyor günler...
 
  

18 Mayıs 2010 Salı

Balık d(g)ibi Uras...















Geçen haftalardan birinde aynı park günü sonrası parkta çok oyalanıp dışarda yemek yiyelim dedik...Dışarda en keyifli ne yenir bizde elbette BALIKKKK...Balık delisiyim gebeliğim boyunca çok sık balık yediğim için eşim doğum sonrası evde balık kokusuna tahammülsüz olmuştu.Uzun bir süre yiyemedim yada onsuz yedim artık bir iki dost gelsede balık yesek modunda geldi geçti günler.




Nihayetinde babamıda kandırıp eşimi ikna ettik. Yanımıza Urasın en sevdiği arkadaşı( aslında eşimin arkadaşı) Aliyide alıp gittik balık yemeye. süper bi yer ,açık hava. Uras deli oldu koşmaktan masalara gidip herkesin kendisiyle ilgilenmesini ay ne sevimli şeysin sen denmesini bekledi.döndü durdu. Önce uzunca bir süre balıklarla ilgilendi. şekil 1 a daki gibi balık gibi ağzını açıp kıvrıldı yerde bin tür takla attı. Sonrada çimlerde koştu oynadı.




Ve elbette balıktan bir lokma almadı bir dilim ekmek yedi hiçbir mezenin tadına bile bakmadı:))))




Biz babamla afiyetle balıklarımızı yedik...yarasınn:))))

17 Mayıs 2010 Pazartesi

Uras Parkta...



















Geçen haftaki park maceralarımız pek bi keyifliydi.Uras babamlara gider gitmez daha eve çıkıp soluklanmadan arabayı parka çektiriyordu resmen. Parkın biri evin karşısında ama o kumlu parka gitmek istiyor bizde yöneliyoruz üyükkkparka...





arabada zaten tüm techizat. kova kürek traktör vs vs.hemen dalıyor oyuna . şekildeki gibi savura savura tepesinden aşağı oynuyoruz. öyle bir halki güneş saçlarının içindeki kum tanelerine yansıyıp parıldıyor.





Aman ne mutlu ne mutlu. Çok büyük faydaları oldu park hayatımızın. En başta kaşık tutması güzelleşti küreğin sayesinde.zati yeme özürlüyüz az biraz kendisi yemelere başladı .Sonra biraz asosyaldi çocuklarla kaynaşmayı öğrendi. en önemlisi paylaşmayı öğrendi. İlk günler kovamı alıyolar küreğimi alıyolar diye feryat figan bağıra bağıra benim almamı isterken şimdilerde kendisi veriyor ama bende büyük çaba gösterdim. hatta annaler diyor ne güzel veriyor sizin oğlan.veriyorda bende ilk günler sürekli paylaşması gerektiğini geri vereceklerini oda onların oyuncaklarıyla oynayabileceğini paylaşmazsa onunla oynamak istemeyeceklerini anlattım durdum. önce bana verdi ben onlara verdim. büyük çocuklarla iletişim daha kolay olduğu için onlarla yardımlaştım. şimdilerde rahatız çok.




Daha çok onunla oynamak istemediklerinde bozuluyor yavaş yavaş yaklaşıyor az uzaktan seyrediyor sonra yüz bulursa hopppp yanlarına .artık beni yanınada çağırmıyor oyun bozulana kadar yüzümüze bile bakmıyor. Bazen bakıyorum ne kovası kalmış elinde ne küreği eliyle kum taşıyor onlara bişiler anlatıyor:))))



Sonra kaydırak az biraz salıncak tahterevalli vs vs yorulunca gene kuma dönüyor.

En son dolu- boş, az -çok kavramlarını öğrendik parkta. iki küçük sepet aldm mandal sepeti gibi. Kum doldur boşaltlarla öğrendik çok eğlendi hemde.


Parktaki annelerlede epey kaynaştık insan ister istemez kıyaslıyor çocuklarını seninki ne yapıyor aman benimki ne yapmıyor vs vs şeklinde sohbetler.Çoğu annenin gözdesi Uras aman ne akıllıymış paylaşıyormuş bide yaptığını anlatıyormuş(anlattığıda ne kumdan kubbe yapıyor çubuk dikip minare yapıyor bide aydede koyuyor bide kapısını koyuyor takıntılı haller3!!!!!) renkleri biliyormuş vs vs.Benim gözdemde Merve. kendi gidip kayıyor gelip annesinin yanına oturuyor meyve suyunu içiyor(bu arada ben bi lokma bişey yediremiyorum parkta)aman çok hanım bişi bide akranız...
Böyle işte park maceralarımız hadi akşam ezanı okunacak minarenin ışıkları yanmıştır deyip parktan ayrılıyoruz yoksa kuma yatıp debeleniyor :((((((((

16 Mayıs 2010 Pazar

Uras'la yolculuk...

evimize döndük gibi bir haftalığına...yazacak çok şeyim var birde toparlayabilsem...


bir aydır babamlayız yarım saat uzaklıkta başka bir ilçede.son iki haftadır rutin işe gitgellerle geçiyor günler...Gündüzleri de Urası bakıcıya bırakıyoruz. Uras ablanın evinde çok mutlu son zamanlarda ben evden giderken ağlıyordu şimdi sabahları üüükkanne ye( çoğunlukla büyükanne yerine anne diyor)sarılıp bize bay bay yapıyor.geçen ramazandada bir aylığına bıraktığımda çok rahat etmiştim sanırım bu yazda böyle geçecek. ev geniş manzara tam Urasa göre taraçada (kenarları çevrili) araba biniyor bol bol koşturuyor mahellede kedi köpek çoluk çombalak bol.bizdeyken abla dışarı pek çıkaramıyordu şimdi eve girmiyolar vsvs. velhasıl keyifler gıcır. zaten öğle uykusuna geç yatıp 18;00 civarı kalkınca rahat rahat yetişiyoruz.

Doğduğu günden beri sabahın seherinde uyanan paşayla telaşsız çıkıyoruz evden. yol boyu herşeyi ezberlemiş sanki ne zaman ne göreceğini önceden söylüyor . diyaloglar sabahları keyif veriyor hiç uyku sersemliği hallerimiz yok...


önce sağlık ocağının önünden geçerken nöbetçi ambulansı görüyor.

-ambulazz ıyyyyyyyyyuuuuuuuuu ıyyyuuuuuuuuuuuuuu

sonra en sevdiği( takıntılı halde sevdiği yaklaşık iki aydır vazgeçiremedğimiz cami merakı)camisinin minaresi görünüyor. köylerden geçiyoruz yollarda köy camilerinin minareleri var ama ev şeklinde yapılar.

-mooooo minaa ( mor minare)tubbesi yokkk evi vaaaaa aydede vaaaa tapııııı vaaa ( kubbesi yok ama ev şeklinde ,minarenin tepesinde hilal var ve kapısıda var nesi garipse???)

- yaviiiii minaaaaa tubbesi yok evi vaaaa tapıııı vaaa aydede vaaaaa ağaççç vaaaa( selvi ağacı minareyle aynı boyda görmesini engelliyor)

sonra yol boyu leylek yuvaları ve leylekler

- leylekkkkkkkkkkkkkkk lakkkkkk lakkkkkk laakkkk ( leylek leylek havada şarkısıyla bendeniz arka fonda)

arada yuvasında değilde elektirk direklerinde yada tellerde duran leylekleri görünce onlara hayıııır yapıyor pat diye düşerlermiş ordan:))))

sonra balajjjjjjjjj( baraj benzeri bi su toplama düzeneği)

peşi sıra geçilen iki köprü.

_töprüüüüüüü

-üzerinden ne geçiyor annem ?

- arabaaaa

altından ne geçiyor?

-dereeee

yol monotonlaşmaya başlayııpta tarlalar manzaradayken

_baba şarkı açç:)))

çok sevdiği bir şarkımız var eklemeyi başarabilirisem yükleyeceğim onunla oynuyoruz bir tur ama illa o şarkı Nihatı pek sevmiyor sabahları :)))çok konuşuyorya kendi konuşmak istiyor:)))


birde yol boyu traktör arıyoruz çift süren. deli oluyor görünce.kamyon otobüs bir yığında araba takibinde hoppppppppp büyükanneye...

Ablanın eşine bayılıyor bide. 1200 gibi işten çıkıp gün boyu Urasla oynuyor kendi babam o kadar sevip oynamaz. yerlere yatıyor güldürmek için. öğlenleri beraber yemek yiyorlarmış illa onun kepekli ekmeğinden istiyormuş:))) Urasın yemek halleri ayrı bir yazı konusu.


şimdilik böyle haller..yeni fotolar var uzun zamandır çekmemiştim bu hafta parkta bol bol çektim.şarj olunca makineler eklerim.becerebildiğim kadarıyla.




8 Mayıs 2010 Cumartesi

biz de geldik...


geç oldu pek bi güç oldu gelmelerimiz...
izleyedururken sizleri , bir aydır uzak kaldığım evim ve pcimden bağlanıverdim???
biraz emek gerekecek net cahilliğim hat safhada.
ilk yazı bolca buruk... yarın anneler günü annem 22 gündür bizden uzak. kendi cennetinde ama hep burdaymış gibi, hep yanıbaşımızda gibi...sesi sürekli kulağımda, elim telefona gidiyor gün boyu...varmı elden gelen yokkkkkkkkkk....
sevgiler hepinize ilk merhabamda....